Meral Akşener'in "6'lı masayı devirmem, millete ihanet etmem" sözlerinin ardından 3 ay geçti. 
Sayın Akşener'in masayı terketmesiyle kağıtlar yeniden karılacak.
"Ben başbakan olacağım" , "Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu masanın Cumhurbaşkanı adayımız olsun" sözleri direnme olmuyor ancak diğer 5 partinin üzerinde uzlaştığı Kemal Kılıçdaroğlu ismi direnme oluyor. Gerçekten nasıl bir ruh hali anlamak mümkün değil.
Kamuoyu araştırma şirketlerinin bazılarının İyi Parti oylarını yüzde 20'lerde göstermesi Meral Hanım'ı cesaretlendirdi anlaşılan. Ama o araştırmaların manipülasyon olabileceği gerçeğini de sanıyorum "Polikacılar neyi görmek istiyorlarsa onu görürler" sözleri en iyi anlatan ifade olsa gerek.
1989 Yerel Seçimleri'nde kamuoyunu yoklamalarında İstanbul Belediyesi'ni kesin kazanacağı belirtilen ve buna güvenerek seçimin ertesi günü (Pazartesi) için zaferi kutlamak için çikolata ve kolonyayı hazır ettiren Bedrettin Dalan'ın durumu hala bizlerin hafızasında yerini koruyor.
Bu son hamlesiyle Sayın Akşener küçük MHP olarak kalmayı tercih etti galiba ama aslı varken kimse de fotokopisine oy vermez.
Sayın Bahçeli'nin her seçim öncesi yaptığı matematik işlemler gibi bir işlem de biz mi yapsak?
6 -1= 5 eder,  5 + 3 = 8 eder.
Bu toz duman arasında DEPREMİ VE DEPREMZEDELERİ UNUTMAYALIM, UNUTTURULMASINA DA İZİN VERMEYELİM.