Türkiye, toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesi ile nükleerden enerji üreten ülkeler arasına girmeye hazırlanıyor.
Türkiye, toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesi ile nükleerden enerji üreten ülkeler arasına girmeye hazırlanıyor.
Nükleer enerjiye duyulan ihtiyaç konusunda farklı görüşler gündeme gelirken, karbon emisyonu sağlamadan kesintisiz elektrik üretimi sağlayan nükleer, Japonya, ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinde ilk sıralarda yer alan enerji kaynaklarından biri. İklim değişikliği mücadelesindeki rolü de AB liderleri dahil çok sayıda önemli kuruluş tarafından daha net dile getiriliyor. Uzmanlar, nükleer santral yatırımlarını uygun fiyatla temiz enerji tercihi, enerji arz güvenliğinin arttırılması, endüstri ve altyapının geliştirilmesi ve ekonomik canlılık için önemli bir yatırım olarak değerlendiriliyor.
Ünlü araştırma kuruluşu Deloitte’un Avrupa nükleer endüstrisi üzerine yaptığı bir çalışmaya göre nükleer enerji, üretilen her terawatt saat (TWh) elektrik başına diğer temiz enerji kaynaklarından daha fazla iş sağlıyor. Rapora göre, nükleer sanayi Avrupa Birliği'nde 1,1
milyondan fazla istihdam sağlıyor. Kurulu nükleer kapasitenin her bir Gigawatt’ı, nükleer ve ilgili ekonomik sektörlerdeki yıllık yatırımlarda 9,3 milyar Euroluk bir katkı yapıyor ve yaklaşık 10 bin kişiye kalıcı istihdam sağlıyor. Nükleer endüstriye yapılan her 1 Euroluk yatırım GSYİH'ya dolaylı olarak 4 euroluk katkı sağlıyor. Nükleer endüstrideki her bir istihdam ise Avrupa Birliği’nde ortalama 3.2 istihdam yaratıyor.
TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE YAPILACAK EN BÜYÜK YATIRIM OLACAK
Rusya Federasyonu ile Türkiye arasında gerçekleşen en büyük proje olarak tarihe geçen Akkuyu Nükleer Güç Santrali(NGS) projesi de sahada inşaat çalışmaları yapan ve yüzde 80’ini Türklerin oluşturduğu 8 bin kişi ile ülkenin en büyük istihdam projesine dönüşmüş
durumda. Akkuyu’nun bölgede şimdiden yarattığı yarattığı ekonomik ve sosyal canlılık ise Deloitte’ın araştırmasını teyit eder gözüküyor.
İlk reaktörünün temeli Nisan 2018'de, ikinci reaktörünün temeli Nisan 2020'de atılan ve üçüncü reaktöründeki çalışmaların da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin'in video konferans katılımıyla gerçekleştirilen
törenle başladığı projedeki gelişmeler, Türkiye’nin yanı sıra tüm dünyada da yakından takip ediliyor. Projenin sadece üreteceği elektrikle değil, ekonomiye, istihdama, iklim değişikliği mücadelesine ve nükleer teknolojilerin gelişimine yapacağı katkılara dikkat çekiliyor. Üçüncü
ünitenin temel atma töreninin ardından çok sayıda uzman, TV yayınları ve çeşitli platformlarda yaptıkları açıklamalarla nükleer enerji yatırımının, ekonomik, sosyal ve çevresel kazançlarının altını çizerek, Türkiye’nin enerji geleceği açısından da kritik bir role sahip olacağını dile getirdi. Stratejik bir adım olarak değerlendirilen Akkuyu projesi ile ilgili bazı uzmanların değerlendirmeleri şöyle:
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Nükleer Araştırmalar Anabilim Dalı Eski Başkanı Prof. Dr. Beril Tuğrul, “temiz ve güvenli bir enerji kaynağı” olarak tanımladığı nükleer enerjinin Türkiye için son derece önemli olduğunu söyleyen isimlerden biri. Tuğrul’a göre, Akkuyu NGS, Türkiye’nin kalkınma hamleleri bakımından büyük değer taşıyor. Tuğrul, “Nükleer santralde bir üniteden en yüksek gücü elde edebiliyoruz. Ayrıca bu kadar büyük gücü elde ederken herhangi bir sera gazı salınımı da söz konusu olmuyor. Bu bağlamda temiz enerji tanımına giriyor. Bununla birlikte her zaman emre amade olan bir santral. Yani nükleer santrallerden zamandan bağımsız olarak her daim enerji üremek mümkün. Mevsimsel şartların değişimiyle herhangi bir güç değişimi söz konusu olmuyor. Ve her an emre amade olması nedeniyle baz yük santraller grubunda yer alıyor. Akkuyu NGS devreye girdikten itibaren güvenilir enerji temini için iyi bir seçenek oluşturacak. Böylece Türkiye’nin kalkınma hamleleri bağlamında ihtiyacı olan enerji ihtiyacını güvenilir ve sürdürülebilirlikle temin edebilecek santral tipi hayata geçirilmiş olacak” dedi.
TÜRKİYE’NİN ENERJİ İHTİYACI HIZLA ARTIYOR
Akkuyu NGS’nin 3’üncü ünite temel atma törenine katılan ve yapılan çalışmaları yakından takip eden Mersin Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Enerji Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Gökhan Arslan, santralin Türkiye’ye ekonomik ve çevresel katkılarını şu sözlerle anlattı:
“Yaptığımız hesaplamalar ile Akkuyu’nun yıllık bazda 35 milyon kilovatsaat elektrik üretimi sağlayacağını söyleyebiliriz. Bu da yıllık bazda toplam elektrik ihtiyacımızın yaklaşık bugünkü şartlarda yüzde 10’una tekabül etmekte. Türkiye 20 yıllık süreç zarfında enerji ihtiyacını 2 katına çıkarmış bir ülkedir ve ilerleyen süreçte de bu enerji tüketimindeki artış hızı devam edecektir. Ülkemiz bunun yanı sıra, bugünkü şartlarda tükettiği enerjiyi yüzde 80 oranında fosil yakıtlardan temin etmektedir. Fosil yakıtların da 2 önemli etkisi var. Bunlardan birincisi dışa bağımlı olmamız yani tamamen ithal olması. Bu ekonomik anlamda ülkemiz açısından büyük bir sıkıntı oluşturmakta. Bir diğeri de çevresel etkileri. Küresel ısınmanın en önemli tetikleyicisi olan insan kaynaklı sera gazı salınımı, özellikle de karbondioksit salınım miktarları nedeniyle dünyada bundan sonra sürecin fosil yakıtlardan uzaklaşma yönünde işleyeceği tahmin edilmektedir. Akkuyu NGS ile üretilecek elektrik, 15 milyon nüfuslu bir şehrin elektriğini karşılayacak. Yani İstanbul’un yaklaşık yüzde 90-95 oranında elektrik ihtiyacını karşılayabilecek bir tesis olacak. Ekonomik anlamda bunu değerlendirecek olursak, bu elektriğin fosil yakıtlardan temin edilmesi, özellikle doğalgaz açısından konuşursak, yılda 7 milyar metreküplük bir doğalgaz tüketimi gerçekleşecektir. Bunun da tamamını yurtdışından ithal ettiğimizi düşünürseniz bugünkü kurla birlikte yaklaşık 15 milyar liralık bir maliyet oluşturmaktadır. Nükleer santralde ise özellikle yakıt açısından maliyetler çok çok daha düşüktür. Bu tür avantajlarından ötürü ülkemiz açısından önemli bir proje. Akkuyu projesi ile ilerleyen süreçte özellikle teknolojik gelişmişlik anlamında ülkemizde ciddi bir altyapı oluşuyor.”
Akkuyu NGS projesi, Türkiye’nin nükleer teknolojiler konusunda yeni uzmanlar kazanmasına da katkıda bulunuyor. Türkiye ve Rusya arasındaki anlaşma kapsamında şu ana kadar 190 Türk mühendis Rusya’da nükleer üzerine aldığı eğitimi tamamlayarak yurda döndü. Akkuyu NGS projesinde çalışmaya başlayan Türk mühendislere önümüzdeki yıllarda yenileri de eklenecek. Projenin bu yönüyle de Türkiye için son derece önemli olduğuna dikkat çeken Ankara Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Niyazi Meriç, nükleer teknoloji alanında uzman bilim insanlarının yetişmesinin Türkiye’ye büyük katkı sağlayacağını söyledi. Meriç, Akkuyu NGS’nin varlığının Türkiye’de nükleer alanda çalışmak isteyen bilim insanları için son derece önemli olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Ben konuya eğitim açısından bakmak istiyorum. 1950’li yıllardan bu yana Türkiye yurtdışına; özellikle Amerika’ya nükleer konusunda doktora öğrencileri gönderdi. Ama bu öğrenciler Türkiye’ye döndüklerinde iş bulamayacaklarını düşünerek farklı alanlarda çalıştılar. Örneğin medikal fizik alanlarında çalıştılar, bu cihazların geliştirilmesiyle uğraştılar. Akkuyu NGS kurulduğu zaman ben eminim bu konuda çalışmak isteyen bilim insanlarını yetiştirmek için üniversitelerde bölümler fazlalaşacak. Şu anda Türkiye’de bu konuda eğitim veren sadece 3 bölüm var. Ama nükleer reaktörü olan ülkelere baktığımız zaman en az 50 tane üniversitede bu konularda, yani nükleer üzerine çalışılmakta. Tabi üniversiteler çalışmayınca özel sektör de çok fazla ilgi duymuyor. Nükleer teknoloji, bizim yaşamımızın her alanında aşağı yukarı biz farkında olmasak da var. Bu teknolojinin gelişmesi için böyle bir nükleer santralin kurulmasının, Türkiye’de var olmasının eğitim alanında bu konuda çalışacak insanlara ışık tutacağına, cesaret vereceğine ve motive edeceğine inanıyorum.”
|